dün gecenin bi yarısı, merihle ne konuştuğumuzu, sonra şivayla nasıl buluştuğumuzu, ayağımın ucundaki bardağın neden kırık olduğunu, hangisinin gökhan hangisinin gürkan olduğunu, hangi ünlüye benzediğimi bir de marc ribot' nun basscısının türkiyede ne işinin olduğunu da hatırlamıyorum ve anlamıyorum.
keza anlamamak ile hatırlamamak arasındaki bu eş durumundan tayin tadındaki tatlı karmaşanın sıklıkla başıma ekşimesine rağmen; niye bu kadar içtiğimi, her içtiğimde deliler gibi ayyuka dinleyerek ordan oraya coştuğumu ve koştuğumu da ANLAMIYOR VE HATIRLAMIYORUM.
31 Temmuz 2012 Salı
tı şits so fakin bold, ay kuld stir it vit a mol!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder